DUYU ORGANLARI (7.SINIF)

DUYU ORGANLARI
Yaşadığımız ortamı algılamamızı sağlayan; göz kulak, burun, dil, deri duyu organlarımızdır. Duyu organlarımız varlıkların rengini, sertliğini, tadını, sesini algılamamızı sağlar.

Duyu organlarımızın yapısında uyarıyı alıp sinir hücrelerine ileten duyu almaçları (reseptör adı verilen özel hücreler) bulunur. Her duyu organında farklı çeşitte duyu almacı bulunur.
  1. Uyarı, reseptör hücreleri tarafından alınır.
  2. Uyarı, sinir hücreleri ile beyinin ilgili bölümüne taşınır.
  3. Beyinde değerlendirilir.
  4. Beyinden alınan cevap sinir hücreleri tarafından ilgili kısma taşınır.
  5. İlgili organda tepki oluşturulur.
GÖRME ORGANIMIZ GÖZ
Görme duyu organı gözdür. Göz;
  • Işığa karşı duyarlı hücrelerden oluşmuştur.
  • Yüz kemikleri arasındaki göz çukurlarına yerleşmiş bir çift organdır.
  • Kaş, kirpikler ve göz kapakları gözü koruyan yapılardır. Göz yaşı bezleri, gözün nemli kalmasını sağlar.
GÖZÜN YAPISI
Göz küresi dıştan içe doğru; Sert tabaka, damar tabaka ve ağ tabaka olmak üzere üç kısımda incelenir.

Sert Tabaka
  • Gözü en dıştan saran koruyucu tabakadır.
  • Beyaz renkli Kısmına göz akı denir.
  • Gözün ön kısmında bombeleşip saydamlaşır. Kornea (saydam tabaka) adını alır.
  • Saydam tabaka, ışığın göze girmesini sağlar.
Damar Tabaka
  • Gözü besleyen kan damarının bulunduğu, koyu renkli kısımdır.
  • Gözün ön kısmında değişerek, göze rengini veren irisi oluşturur.
  • İrisin ortasında çapı 2 mm ile 8 mm arasında değişebilen, göz bebeği bulunur.
  • Göz bebeğinin çapı, cisimlerin uzaklıklarına ve ışığın şiddetine göre kendiliğinden değişir.
  • Işık şiddeti fazlaysa göz bebeği daralır, ışık şiddeti azsa göz bebeği büyür.
Ağ Tabaka
  • Göz küresinin en içteki tabakasıdır.
  • Işık uyarılarını alan, renklere duyarlı hücreler ile görme sinirleri bu tabakadadır.
  • Göz sinirlerinin göz tabakalarını delerek içeri girdiği yerde sinir uçları ve nöronlar bulunmaz. Işığa karşı duyarlı olmayan bu kısma kör nokta denir.
  • Kör noktanın üst kısmında göz ekseninin ağ tabakaya değdiği yer, gözün en iyi gösteren bölgesidir. Bu bölgede sarı benek bulunur. Işık ve renk uyarılarını alan hücrelerin yoğun olarak bulunduğu bu nokta, renkleri çok iyi ayırt edebildiği halde yan bölgelerdeki cisimleri net olarak göremez.
Göz Merceği: Göz bebeğinden geçen ışığın, ağ tabaka üzerinde bulunan, çok sayıda duyu almacı içeren sarı beneğe düşmesini sağlayan ince kenarlı bir mercektir. Göz billuru da denir. Kornea ile iris arasındaki boşluğa ön oda, göz merceği ile iris arasındaki boşluğa ise arka oda denir. Ön ve arka odalar ışınları kıran saydam sıvı ile doludur.

GÖRME OLAYI
  1. Cisimlerden yansıyan ışık ışınları korneada kırılır ve göz bebeğinden geçer.
  2. Göz bebeğinden geçen ışınlar, göz merceği tarafından da kırılmaya uğrar.
  3. Işınlar camsı cisim üzerinden geçerek ağ tabakadaki sarı leke üzerinde ters görüntü oluşturur.
  4. Sarı leke üzerinde görme reseptörleri bulunur. Görüntü görme reseptörleri tarafından algılanır.
  5. Reseptörlerle alınan uyartı, sinirlerle beynin görme merkezine taşınır.
  6. Görüntü beyinde düzeltilerek değerlendirilir.
GÖZ SAĞLIĞI
  • Görme bozukluğu olan hastalar göz doktorunun önereceği dereceli gözlük ya da kontak lens ile görüş kalitesini artırabilir. 
  • Miyop, hipermetrop, astigmat, renk körlüğü ve şaşılık göz kusurlarındandır. Renk körlüğü ve şaşılık doğuştan, diğer göz kusurları sonradan oluşur.
  • Göz merceğinin yapısındaki bozukluk nedeniyle cisimlerin görüntüsü retinanın önünde oluşur. Yakın görülür, uzak mesafedeki cisimler net görülemez. Bu göz kusuruna miyop denir. Kalın kenarlı mercek takılan gözlük ya da lens ile görüntü düzeltilebilir.
  • Cisimlerin görüntüsü retinanın arkasında oluşursa hipermetrop adı verilen göz kusuru oluşur.   uzak görülür, yakın mesafedeki cisimlerin görüşünde sorun yaşanır. İnce kenarlı mercek takılan gözlük ya da lens ile görüntü düzeltilebilir.
  • Göz küreselliğini kaybettiğinde ise astigmat denilen göz kusuru oluşur. Silindirik mercekli gözlük ile görüntü düzeltilebilir.
  • Bazı renklerin ayırt edilemediği kalıtsal hastalık renk körlüğüdür. Renk körleri çoğunlukla kırmızı ve yeşil renkleri ayırt edemez. Renk körlüğünün tedavisi yoktur.
  • Göz yuvarlağını hareket ettiren kasların normalden uzun ya da kısa olması şaşılık adı verilen göz kusuruna neden olur. Şaşılık, ameliyatla düzeltilebilir.
  • Optisyenler hastaların uygun gözlük ya da lensi seçmesine yardımcı olur. Ayrıca optik camlarının çerçeveye montajı da optisyenler tarafından sağlanır.
İŞİTME ORGANIMIZ KULAK
İşitme duyusu organı kulaktır.

KULAĞIN YAPISI

Kulağın yapısı üç kısımda incelenir.
  1. Dış kulak
  2. Orta kulak
  3. İç kulak
Dış Kulak
  • Kulak kepçesi,
  • Kulak yolu,
  • Kulak zarından oluşur.
Kulak kepçesi;
  • Kıvrımlı kıkırdak yapıdadır.
  • Ses dalgalarını toplayarak kulak yoluna iletilir.
Kulak yolu;
  • Kafatası içindedir.
  • Kulak kepçesini orta kulağa bağlayan bir kanaldır.
  • Bu kanalda toz ve yabancı maddelerin girmesine önleyen kıllar bulunur.
  • Kanalın iç yüzüne, tozları tutan bir sıvı salgılanır.
Kulak zarı;
  • Kulak yolu ile orta kulağı ayırır.
  • Ses titreşimlerini orta kulaktaki kemik zincire iletir.
Orta Kulak
  • Kafatası içindedir.
  • Çekiç, örs, üzengi kemikleri, oval pencere ve östaki borusu burada bulunur.
  • Orta kulak, östaki borusu adı verilen bir kanalla yutağa açılır.
  • Ağızdan giren hava, östaki borusu yoluyla kulak zarının basıncını dengeler.
  • Görevi; kulak zarı ile alınan ses titreşimlerin çekiç, örs, üzengi kemikleri ile iç kulağa iletmektir.
İç Kulak
Orta kulaktan oval pencere ve yuvarlak pencere ile ayrılır. Salyangoz adı verilen kıvrımlı bir kemik kanal ile, bunun üst kısmında yer alan yarı daire kanallarından oluşur.
  • Salyangozun içindeki boşluğa dalız denir.
  • Salyangozun içinde iç kulak sıvısı duyu almaşlarını (korti organını) ve işitme sinirlerini taşır.
  • Salyongozdan çıkan işitme sinirleri beyindeki merkeze gider.
  • Salyangozun üst tarafındaki yarım daire kanallarından çıkan denge sinirleri beyne giderek beyincik aracılığı ile vücudun dengesini sağlar.
İŞİTME OLAYI

  1. Titreşen ses kaynaklarından yayılan ses dalgaları, kulak kepçesi ile toplanarak kulak yolundan, kulak zarına iletilir.
  2. Kulak zarı titreşir, ses dalgaları kulak zarı tarafından orta kulağa aktarılır.
  3. Kulak zarındaki titreşim orta kulaktaki çekiç, örs, üzengi kemikleri ile iç kulağa iletilir.
  4. Oval pencereden geçen ses dalgaları dalız tarafından salyangoza iletilir.
  5. Dalız yoluyla salyangoza gelen titreşimler ses almaçlarını uyarır.
  6. Duyu sinirleri bu almaçların uyartılarını beyindeki işitme merkezine iletir.
  7. Beynin işitme merkezinde uyartı değerlendirilir.
KULAK SAĞLIĞI
  • Kulak kepçesi ve kulak yolunu temiz tutmalıyız.
  • Kulak kirinin kulak yolunu tıkamasını engellemek için sık sık banyo yapmalıyız.
  • Kulak zarımız; kuvvetli tokat, kuvvetli ses, kuvvetli üflemek, sivri uçlu cisimlerle kulak yolunu karıştırmakla patlayabilir. Dikkat etmeliyiz.
  • Kirli sularda yüzmemeliyiz.
  • Yüzerken kulağımıza su kaçırmamalıyız.
  • Duyma bozuklukları doğuştan olabildiği gibi sonradan da gelişebilir. Kulak zarı bozuklukları ve orta kulak kemiklerinin kaynaşması doğuştan gelen rahatsızlıklardır. Bu rahatsızlıklar işitmede sorun yaratır. Kulak burun boğaz uzmanları, duyma bozukluğu olan kişilere işitme cihazı takarak hastaların dış ortamdaki sesleri daha rahat algılamalarını sağlayabilir.
DOKUNMA ORGANIMIZ DERİ
Dokunma duyusu organımız deridir. Derimiz; tüm doku ve organlarımız ile vücudumuzun dış yüzünü kaplayarak;
  • Vücudumuzu dış etkilerden korur.
  • Dokunma, acı, soğuk - sıcak, düz - pürüzlü ve yumuşak - sert duyumlarını alır.
  • Vücudumuzun sıcaklığını ayarlar.
  • Ter salgılayarak boşaltıma yardım eder.
  • Gaz alışverişi yaparak solunuma yardım eder.
DERİNİN YAPISI
Sıcak, soğuk, basınç gibi çevresel faktörler en büyük duyu organımız, vücudumuzu dıştan saran derimiz sayesinde hissedilir.

Deri; üst deri ve alt deri olmak üzere iki kısımda incelenir.

Üst Deri
Derinin ölü tabakası;
  • En dışta ölü hücrelerden oluşur., korun tabakası adını alır.
  • Saç, tırnak gibi kısımlar bu tabakadan oluşur.
Canlı tabaka;
  • Ölü tabakanın altında canlı deri hücrelerinden meydana gelen bu tabakada deriye rengini veren hücreler vardır.
  • Bu tabakada ölen hücreler, ölü tabakayı oluşturur.
Alt Deri
  • Kan damarları,
  • Bağ doku lifleri,
  • Kıl kökleri,
  • Yağ ve ter bezleriyle,
  • bazı duyu cisimciklerinin bulunduğu, üst deriye göre daha kalın bir tabakadır.
DERİDE DUYULARIN ALINMASI
  1. Duyu almaçları ile alınan uyartılar, sinirlerle beyne iletilir.
  2. Beyindeki merkezler bu uyartıları tanıyarak gerekli tepkiyi verir.
  3. Derinin her yerinde aynı oranda duyu almacı yoktur. Bu nedenle duyu alma her yerde aynı değildir. Örneğin; parmak uçları ve dudaklarda duyu almacı daha fazladır.
  4. Kıl köklerinde de dokunma almaçları bulunur.
  5. Derinin her tarafına yayılmış bulunan serbest sinir uçları ağrı duyusunu algılar. Ağrı vücut için koruyucu bir mekanizmadır. Batıcı, yanıcı ve sancı şeklinde alınan ağrı duyusu önlenerek vücudun daha fazla zarar görmemesi sağlanır.
DERİ SAĞLIĞI
Derimizin sağlığı için;
  • Deri, saç, tırnak, ağız içi hastalıkları ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar üzerinde araştırmalar yapan bilim dalı dermatolojidir. Bu bilim dalında çalışan uzmanlara ise dermatolog adı verilir. Dermatologlar, ciltteki incelemelerini dermatoskop adı verilen cihaz ile yaparlar. Bu işlem dermoskopi adını alır.
  • Derimizi temiz tutalım
  • Yakıcı güneş ışınlarından ve soğuktan korunalım
  • İyi beslenelim. Temiz havada spor yapalım.
  • Uyuz, kellik, saçkıran gibi deri hastalıklarında ve deri iltihaplarında doktora başvuralım.
  • Ben, akne gibi cilt problemleri, alerjiler, cilt yanıkları; tat körlüğü ve pamukçuk gibi ağız içi hastalıkları, yanık, böcek ısırıkları, egzama ve uçuk yaygın görülen deri hastalıklarıdır.
KOKLAMA ORGANIMIZ BURUN
Koku alma duyusu organı burundur. Burun aynı zamanda solunuma yardım eder.

BURUN YAPISI
Burun, vücudun baş bölgesinde, yüz kemikleri arasında, kemik ve kıkırdakla desteklenen bir organdır.
  • Burun boşluğu, sapan kemiği ile ikiye ayrılmıştır.
  • Burun boşluğunun duvarı mukoza adı verilen epitel doku hücreleriyle kaplıdır.
  • Mukoza, mukus salgısı ile burun içini daima nemli tutar.
  • Burun içinde, giren havadaki toz ve mikropları tutabilen kıllar vardır.
  • Burun boşluklarına uzanan üçer tane kemik çıkıntı vardır. Aralarında hava dolaşan bu kemiklere boynuzcuk kemikleri denir.
  • Boynuzcuk kemikleri arasındaki boşluklara sinüs adı verilir.
  • Sinüslerin yüzeyi sümüksü sıvı ile kaplıdır.
  • Burun boşluğunun üst tarafında koku alma alanı (sarı bölge) bulunur. Burada koku almaçları (reseptör) denilen sinir hücreleri vardır.
KOKU ALMA OLAYI
  1. Koku cisimlerden buharlaşarak ayrılan ve havaya karışan tanecikler burun boşluğuna gelir.
  2. Burun boşluğunun üst tarafında bulunan mukus içinde çözünür.
  3. Bu tanecikler, mukus içine gömülü olarak bulunan koku almaçlarını uyarır.
  4. Koku sinirleriyle alınan uyartılar beyindeki koku alma merkezine iletilir. Böylece koku algılanmış olur.
  5. Koku almaçları çabuk yorulduğundan, bir koku belli bir süre sonra hissedilmez.
BURUN SAĞLIĞI
  • Burun karıştırılarak mukozaya zarar verilmemeli.
  • Burun içindeki kıllar kopartılmamalıdır. bu kıllar solunan havayı süzer.
  • Sinüzit ve nezle gibi hastalıklardan korunmak için burun temizliğine önem vererek hastalık etkeni olan mikropların bu organa girmesi engellenmelidir.
  • Ciddi burun kanamalarından ve iltihaplanmalarda doktora başvurulmalıdır.
  • Burunla ilgili en yaygın görülen problem burunun yapısal bozukluklarından kaynaklanır. Burun eğriliği, nefes almayı güçleştirir. Grip ve nezle gibi enfeksiyonlar ise koku ve tat alma duyularını geçici olarak engeller.
TATMA ORGANIMIZ DİL
Tat alma duyusu organımız dildir.
Dil ayrıca;
  • Konuşmaya yardımcı olur.
  • Lokmaların yutağa atılmasını sağlayarak sindirime yardım eder.
DİLİN YAPISI
  • Üzeri epitel hücreleri ile kaplıdır.
  • Epitel örtüde tat almaçları (tomurcukları) bulunur.
  • Epitel dokunun altında, uzayıp kıvrılabilen ve daralıp gevşeyebilen kaslar vardır.
  • Dilin farklı bölgeleri farklı tatlar alır.
Dilin;
  • Uç kısmı tatlı,
  • Orta kenarları tuzlu,
  • Arkası acı,
  • Arka kenarları ekşi tatları alır.
TAT ALMA OLAYI
  • Tat maddeleri tükürük sıvısında çözünür.
  • Sıvıda çözünen tat maddeleri, tat almaçlarını uyarır.
  • Sinirler, uyarıları, beyindeki tat alma merkezine iletir. Böylece tat alınmış olur.
UYARI: Dilimiz ve cisimler kuru ise tat alamayız. Tat alabilmemiz için yiyeceğin suda çözünmesi gerekir. Bir besinin lezzeti yalnız tadı ile ilgili değildir. Kokusu da önemlidir. Lezzetin algılanması, dil ve burnun birlikte çalışması ile gerçekleşir.

DİL SAĞLIĞI
(Resim: Pamukçuk hastalığı)

  • Bazı insanlar, bazı maddelerin tadını alamazlar. Bu hastalık tat körlüğü adını alır.
  • Bazı yiyecekler ya da ateşli enfeksiyon hastalıkları tat alma organı olan dilde rahatsızlıklara neden olur. Pamukçuk, tat körlüğü, dil pası, dil iltihaplanması bunlardan bazılarıdır.
  • Dil iltihabı; çürük dişler, diş eti iltihabı, sigara içmek dil iltihabı sebeplerinden bazılarıdır.

Yorumlar